31 Ağustos 2008 Pazar

Her Şey Yoluna Girecek..

Nedense inanamıyorum buna. Ya da içimden inanmak gelmiyor mu demeliyim? Ortadaki somut şeyler bu mutsuzluğu açıklayamazken nasıl olur da bu kadar umutsuz ve yılgın olabilirim. Zor günler geçiriyorum. Biliyorum. Zor bir hayatım olacak çünkü ben umarsız biri değilim ve her şeyin biraz fazla farkındayım bunu da biliyorum. Ama niye bu kadar ümitsizim? Neden hiçbir şeyin beni mutlu edemeyeceğini düşünüyorum. Büyük bir sarılışın ya da koca bir öpücüğün bile. Annemin bile, babamın bile.. Neden saf ve küçük olduğum o günleri bu kadar net hatırlıyorum sanki. Keşke biraz daha silik olsaydı. Çocukluğun o masum ve muazzam mutluluğunu hatırlamasaydım. Belki de işte o zaman bu elimdeki de yeterdi ama şimdi bir insanın ne kadar daha mutlu olabileceğini biliyorum ve artık beni Lustral'in 50 miligramlığı da 100 miligramlığı da mutlu etmiyor. Ne geçti ki benim başımdan kendimi bu kadar "acınası" hissediyorum. Herkesin başına gelebilcek bir iki ufak ayrıntı sadece. Boşanma istatistikleri tavana vurmuşken ben mükemmel anne ve babamın medeni ve herkes için çok daha hayırlı olcak boşanmasından mı rahtasızlık duyuyorum? Ya da beni ben olduğum gibi kabul etmeyen arkadaşıma aslında hepsi doğru bile olmayan binlerce şey söylediğim için mi? Belki de doğrudur kimbilir? Ona ettiğim tüm hakaretler küçümsemeler... Evet hepsi de doğruydu ama benden nefret etmesini istememiştim. Onun dedikleri de doğru olsun istemememiştim.



Ben korkuyorum.. Hem de çok. Tüm bunlardan korkuyorum. Koca gülümseyişleriyle üstüme gelen o insanlar korkutuyor beni. Çünkü yavaş yavaş bana hükmertmeye başladılar. Ruhuma giriyorlar. Doğla değiller ve benim de doğal olmama izin veriyorlar. Hepsinden nefret ediyorum. Hepsinden ve herkesten... Buradan gitmek istiyorum. Mücadele edemiyorum yoruldum. Gitmek istiyorum. Kurtulmak... Kurtar beni Tanrım..

Hiç yorum yok: