16 Aralık 2008 Salı

Sadece Ben mi?

Sadece ben mi bu kadar ciddiye alıyorum bu işi? Kim biteceğini bildiği bir ilişkiye başlar ki, ben başlamam! İnsanlara "çıkmak" diye yorumladıkları şeyin ne olduğunu sorduğumda bana dik dik bakıyorlar. Ahh, evet ben kimseyle "çıkmadım" Yalnızca deliler gibi aşık oldum ve duygularımın karşılıklı olmasıyla bir ilişki doğdu ortaya... Ama bunun adı "çıkmak" değildi, "aşk"tı... En azından ben öyle sanıyordum. Yalnızca bir tutku olduğunu anladığım an ise ilişkiyi bitirdim. Çünkü ben böyle biri değilim! Yalnızca ben mi saygı duyuyorum duygulara bu kadar. "Çıkmak" ne demektir Allah aşkına? Birisine resmen "Aslında aradığım insan değilsin ama onu bulana kadar seninle oyalanacağım işte." demek. Ne bunun bana denmesine izin veririm ne de bunu herhangi birine yaparım. Belki de bu yüzdün "Benimle çıkar mısın?" şeklinde dile getirilen tüm duygulara karşı tepkim sertti. Kimsenin her gördüğünü aşk sanan biri olduğumu düşünmesini istemem. Ama gerçek aşkı hiçbir zaman hissetmemiş biri için -benim için- takıntılar ya da anlık tutkular aşk gibi görülebilir. Bunun böyle olduğunun farkınaysa o kişiyi elde edince varabilirsiniz ancak. Klasik "Kaçan balık büyük olur." fenomeni işte! Bunun üzerine kafa yormam bile mantıksız! Önümde seneler var! Ama o duygunun ve o insanın oralarda bir yerlerde olduğu düşüncesi bile insanın kanını kıpır kıpır yapıyor işte. Ne ben bu kadar yüzeyselim, ne de duygularım bu kadar yüzeysel... Bu güne kadar birkaç kişiye aşık olduğumu düşündüm - aşık oldum demiyorum sadece "o" olabileceği fikrine kapıldım- ve bunun karşılığını görüp bir ilişkiye de başladım ama ben kimseyle "çıkmadım". Kİmseyi oyalamadım, kimsenin beni oyalamasına da izin vermedim. Vermeyeceğim de....